27 Aralık 2013 Cuma

Hava İyileştiriciTuz Himalaya


Tuz terapisi , Bilhassa solunum sorunu yaşayan ile stresle mücadelede zorlanan insanların iyileştirilmesinde yüzlerce yıl öncesinden beri kullanılmakta olan, tedavi etme etkisi şimdilerde daha fazla anlaşılan, 1 “doğal tedavi” şeklidir. Halotherapy adıyla de bilinmekte olan, rafine edilmemiş, yani kimyevi işlemlerden geçmemiş tabi tuzların, antibakteriyel etkilerinden faydalanmak üzere tasarlanan bu iyileşme şekli, yer yüzünün çok fazla merkezindeki tuz mağaralarında ya da başta Himalaya tuzu ile kaplanmış tuz odalarında uygulanmaktadır.

Terapideki maksat, mikroskopla görülebilecek büyüklükte tuz kristallerindeki negatif iyonların, havadaki nemle bir arada, akciğerler ile kişinin bedenine aktarılmasıdır.  Bunun amacı ile de, tuzla kaplı ortamda nefes egzersizleri yaparak, yirmi - otuz dakika dek vakit geçirmek yeterli olmaktadır.
Tuz terapisi yeryüzünde ilk kez, 19. y. y’ın ortalarında Polonya’da, bölge doktorlarının tuz mağaralarındaki işçileri incelemesiyle hazırladıkları raporlar sonucunda uygulanmaya başlanmıştır.  Günümüzde pek çok ülkede, yaygın kabul görür 1 iyileşme şekli olmasının yanı sıra, Nahçivan benzeri ülkelerdeki tuz mağaraları, solunum yolları rahatsızlıkları amacı ile Devlet Hastanesi olarak etkinlik göstermiş bulunmaktadır. Tuz terapisinin yararları Burun tıkanıklığı, astım, bronşit, nefes darlığı, KOAH, sinüzit, grip ile sigaranın zararları benzeri her türlü akut ile süreğen solunum yolları rahatsızlıklarında, mayasıl ile sedef benzeri deri problemlerinde, uykusuzluk, halsizlik ile stres benzeri ruhsal sorunlarda, eklem ağrılarında rahatlama sağlar. Ancak kanser ya da tüberküloz hastalarının, kan basıncı ile kalp problemleri bulunanların, ateşli 1 rahatsızlık geçirmekte bulunanların bu terapiyi almaları sakıncalıdır.

Terapide etkili olan Himalaya tuzu, tabiatın – (eksi) iyonlarını ortama yayarak, + (artı) iyonları üstüne çeker. Yani madde (insan) ile tabiatın (güneşin) alışverişi sağlanır. Aslında tedavinin püf noktası da buradadır. Zira 250 milyon senede, deniz sularının, fazla güneşte kurumasıyla elde edilen kristal tuz, bünyesindeki 84 elementi de korumayı başarmış ile hücre zarından geçebilecek incelikteki biricik tuzdur. Başka tuzlarda bu özellik asla bulunmamaktadır.

Himalaya tuz lambası, terapinin yararlarından yararlanma imkanı olmayanların ya da günlük hayatta farklı problemlere yol açan havanın + (artı) iyonlarını pasifize ederek, İmmün sistemini kuvvetlendirmek isteyenlerin ya da sakinleşip rahatlama gereksinimi duyanların yararlanabilecekleri 1 imkandır.

25 Aralık 2013 Çarşamba

Tuz Terapisi

Tuz Terapisi


 Geçmişi antik çağlara kadar dayanan Tuz Terapisi günümüzde hayat kalitesini arttırmaya yönelik uygulanan doğal bir terapi yöntemidir. Tuz Terapisi, doğal tuz madenlerinin mikro kliması sağlanarak, solunum yollarını rahatlatan ; alerji, astım ile kulak - burun - boğaz ile alakalı rahatsızlıklarda kullanımı yapılan bir terapi yöntemidir.
Tuz Terapisi ; yer, tavan ve duvarların doğal tuzlarla kaplı olabildiği Tuz Odasında gerçekleşir. Havaya fazla ince öğütülmüş Himalaya Tuzu püskürtülerek bakteri ile alerjenlerin olmadığı temiz, ferahlatıcı ve negatif iyonlu bir ortam sağlanır.
 Neden Himalaya Kristal Tuzu?
 Yapılan en son ilimsel araştırmalara göre, kişi sağlığı nedeniyle en kaliteli tuzun Himalaya Kristal Tuzu olabildiği öğrenilmiştir. Hücre zarından rahatlıkla girebilidigi nedeniyle, Himalaya Tuzu bedenin mineral eksikligini tamamlamaya destek olur. Tuz Odasında etkili olan tuzlar yüksek mineralli tam olarak doğal Himalaya Tuzlardır.
Halotherapy, solunum yollarınızı polen gibi alerjenlerden ve tütün dumanının kalıntılarından arındırır. Ciğerlerimizde elde edilen mikrop ile bakterileri imha ederek enfeksiyon tehlikesini azaltır. Solunum yollarında sağladığı ferahlatıcı tesir sayesinde uykusuzluk, stres ve konsantrasyon bozukluğu gibi sorunlarınızın ortadan kalkmasına da destek olur.
 " Tuz Terapisi aynı sürede direnç sistemimizi güçlendirir ve rahatsızlıklara karşı direncimizi yükseltir.
 7 ila on iki seans sonunda yararlarını tahmini 6 - 12 ay süresince hissetmeye devam ederiz ".
New England Journal of Medicine, 2006. Halo Therapy ' nin başlıca yararları aşağıda listelenmiştir.

1. Çok görülen viral enfeksiyonlarda, öksürük ile soğuk algınlığında
2. Astımda
3. Kronik KBB (kulak - burun - boğaz) rahatsızlıklarında
4. Bronşitte, sinüzitte 5. Sık rastlanan kulak enfeksiyonlarında
6. Alerji kaynaklı deri rahatsızlıklarında
7. Egzama ile cilt iltihabında 8. Sedef rahatsızlıklarında
9. Uykusuzlukta
10. Eklem ağrıları ile artritte
Hangi durumlarda tuz terapisi tavsiye edilmez?
1. Ateşli enfeksiyonlarda
2. Kanserli hastalarda
3. Tüberküloz geçirmiş ya da geçirmekte bulunan hastalarda dört.
4.Kalp yetmezliği bulunan hastalarda

10 Aralık 2013 Salı

Sedef Hastalığı İçin Himalaya Tuzu

sedef hastalığı için himalaya tuzu

Sedef rahatsızlığı (psoriasis), toplumda % 2 oranında, özelliklede 20 - 40 yaş arsı gençlerde daha fazla rastlanan kronik bir cilt hastalığıdır. Bulaşıcı olmamakla birlikte, kişinin toplumsal yaşamını ve hayat kalitesini kötü yönde etkileyen sıkıntılı bir hastalıktır. Genetik hikayesinde yatkınlık bulunan kişilerde daha çok rastlanan sedef rahatsızlığı, stres, üzüntü, mikrobik enfeksiyonlar ve düzenli kullanımı yapılan ilaçlarla gelişen bağışıklık sistemi zafiyeti, fiziksel sarsıntılar, yaralanmalar veya fazla güneş ışınlarına maruz kalma benzeri sebeplerle de tetiklenebilir. Eskiden yalnızca cildi etkileyen bir hastalık olarak tanınan sedef rahatsızlığı vücutta farklı hastalıklara da yol açabilmektedir. Bazı Durumlarda eklemlerde romatizmal bir tablo oluşturabilir ya da kroner kalp rahatsızlığı tehlikesini artırabilir.

Sedef rahatsızlığı semptomları : Önce tende sınırları belirgin, ortası kepekli bir kızarıklıkla başlar. Kepeklenme genişler ve sedef renkli, devamlı dökülen ölü cilt halini alır. Klinik semptomlar çeşitlilik gösterir. Plaklar bazı durumlarda bütün vücudu kaplar, bazı durumlarda nokta, damla şeklinde veya tırnaklarda oluşabilir. En fazla saçlı cilt, diz, dirsek, kuyruk sokumu ve sırtta yerleşir. Koltukaltı ve kasık gibi kıvrımlı yerlerde meydana çıkan sedef, egzamayla da karışabilir.


Sedef rahatsızlığı nasıl geçer : Normal cilt bir kaç haftada yenilenirken, bu hastalıkta hücreler kendisini süratle bir kaç günde tazeler. Müzmin bir sıkıntı bulunan sedef, hafiflese bile şiddetlenerek tekrar ortaya çıkar. Lokal durumlarda sedef rahatsızlığı tedavisi için verilen kortizonlu kremler Fakat geçici rahatlama sağlar. Işık (fototerapi) ya da ilaç tedavilerinin yan tesirleri de farklı bir sıkıntıdır. Tam Olarak rahatlama, Himalaya tuzu ile oluşturulan ve “sole” adı verilen çözelti ile sağlanabilir. Sedeften farklı, egzama, uçuk, iltihaplı lezyonlar, siğil ve akne gibi pek çok deri rahatsızlıkları için mucize meydana gelen ve 84 minerali bünyesinde hapsetmiş, kristal oluşumlu bu tuz, ince molekül yapısı yardımıyla hücreden içeri girebilen tek maddedir. 

Himalaya tuzu çözeltisi katılmış ılık banyo kürleri ( haftada 2 gün - 20’ şer dakika) ya da uygulanacak pansumanla deri yenilenir, nemlenir ve canlanır. Bu çözelti için ; Himalaya tuzu cam kavanoza konur, üzerini 1 parmak geçene kadar içme suyu ilave edilir ve eriyene kadar 4 - 5 süre beklenir. Bir çay kaşığı sole katılmış bir bardak su içmek de kan basıncını dengeler.  

9 Kasım 2013 Cumartesi

Himalaya Tuzu İle Cilt Güzelliği

Doğal himalaya tuzu ortamda olabildiği benzeri korunan en saf tuzdur. Rafine olmamış, hasebiyle da bünyesindeki 84 elementi olabildiği benzeri koruyan, tabi kristalize özellikli biricik tuzdur. 250 milyon senede, kuruyan denizlerin kayalarındaki tuzların, fazla basıncın etkisiyle yoğunlaşıp kristalleşmesi ile oluşmuştur. Himalaya Dağları’nın 300 km güneyinde, Pakistan’da ki tuz madenlerinden elde edilir.

Himalaya tuzu, rafine olmuş sofra tuzundan fazla ayrıdır. Çünkü kullanılmakta olan o tuzlar kimyevi 1 zehirdir. Sodyum klorür elementlerinden elde edilen tuz, ısıl işlemle rafine edilirken, beyazlaması amacıyla alüminyum katılmıştır. Alzheimer rahatsızlığının nedeni bu alüminyumdur. Tuz rafine ise bedenle reaksiyona girerek kimyasını bozar. Bünye onu tahripkar madde olarak algılar, dışarı atar. Himalaya tuzu ince molekül yapısı yardımıyla, hücre zarının içine girebilen biricik maddedir. Güneşin eşsiz enerjisi ile yoğunlaşan bu tabi kütle, bedenin da tabi yapısında olan elementleri, suyun gücüyle birlikte hücrelere taşır. Böylelikle hücrenin asit - baz dengesi düzenlenir, toksinler atılır, kan basıncı dengelenir, iç organlar ile dolaşım sisteminin uyumu sağlanır. Ağır metalleri dışarı atarak, şeker, dolaşım bozukluğu, fazla kan basıncı, kemik rahatsızlıkları, alerjik sorunlar, Ten rahatsızlıkları, hormonal bozukluklar benzeri sıhhat problemlerinin yanı sıra, Ten güzelliği bakımından da mucizeler yaratır.

Himalaya tuzunun yararları : deri hücrelerinin, kirli hava, stres, elektro - manyetik alanlar, sigara, rafine tuz ile naturel olmayan gıdalardan gördüğü zararları en aza indirerek, yapıtaşları arasındaki koordinasyonu sağlar. Bunun için “sole” ya da “sıvı güneş” adı verilen, Himalaya tuzunun suda eritilmesi ile % 26 oranında 1 çözelti hazırlanması gerekmektedir. Sole hazırlanması : Cam kavanoza konan Himalaya tuzu, üzerini 1 parmak geçecek denli içme suyuyla doldurulur.

Ağzı açık biçimde dört - beş süre bekletilir. Uygulanırken tahta kaşık kullanılmaktadır. Çözeltiden 1 çay kaşığı alınarak, 1 bardak suyla karıştırılıp, yemeklerden yarım süre evvel ve 1 süre sonra içilir, arkasından 1 bardak normal su tüketilmelidir. Ten bakımı amacı ile, oluşturulan solenin gerek içilip, gerek de Haricen uygulanması gerekmektedir. Böylelikle kan dolaşımı hızlanarak deri nemlenir. Akne, mayasıl, uçuk ile Ten lekeleri benzeri sorunlarda, geceleri yatmadan evvel soleden sürmek bakterileri yok eder hemde hücreleri tazeler. Sonrasında normal nemlendirici sürmek yeterlidir.

21 Ekim 2013 Pazartesi

Tuzun Vücuttaki Görevi

Su ile tuz bir arada kişinin vucudunun en değerli yaşamsal fonksiyonlarını tertip eder. Hem hücre sıvısı, hemde hücre dışı sıvılar, yoğunlukları çeşitli bulunan tuzlu sulardır. Bedende hiç 1 sinir hücresinin, farklı uzuv hücreleri ile herhangi 1 bağlantısı bulunmamaktadır. Oysa dimağ, bedenin tüm hücreleri ile iletişim içindedir. Bu lakin, hücre dışı suyun, elektrik iletkenliği özelliğinden faydalanılarak yapılır. Bilindiği benzeri saf su elektrik iletemez. Yalnızca tuzlu su elektrik iletir. Böylelikle hücreler arası ile hücreler ile sinir sistemi içinde iletişim mümkün olabilir. Bu demektir ki tuz olmadan, kişinin ne düşünebilir, ne konuşabilir, ne bünyesinin öteki organlarının verdiği bilgileri alıp gerektiği tepkiyi gösterebilir. Vücuttaki tüm yaşamsal olaylar hücre içi ile hücre dışı bu tuzlu suda gerçekleşmektedir.

Gene tüm hücrelere yiyecekler hücre dışı sıvı ile taşınır. Bu sıvıda yiyecekler, difüzyon yolu ile dağılır. Difüzyon ' un yayılma hızı sıvının termo dinamiğine bağlıdır. Isı su İçerisinde bulunan taneciklerin hareket enerjilerini yükselttiğinden difüzyon basit ile süratli olur. Genel Olarak soğuk havalarda hasta oluşumuzun nedeni budur. Hücre içi ile hücre dışı madde alışverişi tuzlu su yoğunluk farkları ile gerçekleşir. Bu içerdeki tuz yoğunluğu ile dışarıdaki tuz yoğunluğunun farkından meydana çıkarılan ozmos ile olur.

Daha öncede söylendiği benzeri, hücre dışı suyun yoğunluk oranı %94 iken, hücre içi su yoğunluğu %75 civarındadır. (yanlız bu sayıları mutlaklaştırmak doğru değildir. Zira bu oran insandan insana değiştiği gibi bireyin su ile tuz kullanımına göre de değişir. ) Yani özetle tuz olmadan hiçbir canlı olayları yürümez. Pekala tuz kişinin yaşami amacıyla bu denli vazgeçilmez 1 fonksiyona haiz iken Bazı hekimlerin " fazla tansinonuz varsa tuzdan uzak durunuz " açıklamalarını nasıl anlamak gerekmektedir. Bu insanin kendi ölümünü yavaş yavaş kendisinin hazırlaması demektir.

Evet tuzdan uzak durun ama hangi tuzdan. Bunun ayrımını şimdi daha doğru yapmak zorundayız. Rafine edilmiş tuz yalnızca fazla kan basıncı yapmaz. Aynı sürede kansere varan pek çok rahatsızlığında oluşmasına neden olur. Onun için ister deniz tuzu olsun, ister kaya tuzu olsun, isterse kristal tuzu olsun rafine edilmişse uzak durun. Tuzun vücuttaki görevi ise potasyum - sodyum pompası ile ozmos gücünün sürekliliğini yaratarak, bedenin tabi su dengesini ayarlamasıdır. Aynı sürede bünyeyi ağır metallerden ile zehirlerden arındırmasıdır. Bunun içindir ki en yararlı tuz, kristal yapıda şeffaf (sarı, pembe ile gri değil) olandır.


8 Ekim 2013 Salı

Kaliteli Himalaya Tuz Nasıl Anlaşılır

Himalaya Kristal Tuzu hususunda Hem internet üstünde hemde bir takım televizyon kanallarında malumat eksikliğinden kaynaklanan yanlış bilgiler dolaşmaktadır. Himalaya tuzunun tarifi yapılırken söylenen tek ortak doğru ürünün sertifikalı ürün olması konusudur. Sertifikadan kastedilen himalaya tuzunun ithal izin belgesidir. Ancak ithal izin belgelerinde dikkat edilmesi gerekli olan ayrıntı ürünün hangi nedenle ithal edildiğidir. Sanayi Tuzu ya da Besin sanayi tuzu olarak ithal edilen tuzlar kesinlikle sole ya da sofra tuzu olarak kullanılamaz. Türk Besin Kodeksi Tuz Tebliği bu konuda tüketiciyi korumaktadır. Himalayalardan getirilen her tuz besin olarak tüketime elverişli değildir. Himalaya kristal tuzunun farklı kaliteleri bulunmaktadır.

 HALİT olarak isimlendirilen ile en kaliteli Himalaya Tuz olarak kabul edilen tuz cam benzeri seffaf ile saydam bulunan tuzdur, bunun alternatifi ak süt renginde bulunan tuzlardır. Himalaya tuz dağlarının madenlerinden değil, eteklerinden temin edilen ile toprak karışımı bulunan turuncu, pembe, kırmızımsı tuzlar içeriğinde demir elementi fazlası olması sayesinde besin olarak tüketilmesi elverişli değildir.

Himalaya Tuzu ile alakalı güvenilir firmalarda turuncu ile pembe tuzlar yalnızca banyo tuzu olarak satılmaktadır. Bu çeşit renge sahip tuzların deri hastalıklarında tedavi edici tesiri olabildiği gerçektir ama gıdada tüketilmesi (sole olarak ile sofra tuzu olarak) sakıncalıdır. Himalaya Tuzunu Türkiye ile tanıştıran “Yaşamın Gizemi Su ile Tuz” kitabının yazarı Sayın Yücel Aydemir Bu konuda “Turuncu Himalaya tuz yemek maksadı ile değildir.

 Biz bu tuzu banyo yapmak amacı ile kulanın, lamba yapmak amacı ile kullanın ama yemek amacıyla yalnızca zora düştüğünüz vakit, Halit Himalaya Tuzu bulamadığınız vakit yiyebilirsiniz diyoruz. Bizim kitabımızda söylediğimiz sıhhat sorunlarınızı çözebilmek amacı ile yalnızca Halit Himalaya tuzu yemeniz gerekmektedir. Pembe Himalaya tuzu aynı sürede yasal 1 tuz değildir. Çünki Tuz tebliğine göre Tuz ak bulunmak zorundadır. Yasal olmayan yollarla satışı yapılan bu tuz aynı sürede sıhhatli değildir. . ” uyarısında vardır

Himalaya Tuz Lambası İçin Yapılan Araştırmalar

Yapılan bilimsel çalışmalara göre himalaya kristal tuz lambaları eksi iyonları %300 varan miktarlarda çoğalttığı gözlemlenmiştir. İyonlanmış hava yardımıyla havada olan bakteriler azaltılmakta temiz ile sıhhatli hava sağlanmaktadır. Kaliforniya Üniversitesinde Mikrobiyolog, patoloji uzmanı Dr. Albert Krueger’in yaptığı açıklamaya göre havada olan çok Ufak eksi iyonun dahi bakterileri öldürebilmektedir.

Himalaya Tuz lambalarının bulunduğunuz ortamlardaki soluduğunuz havada olan toz, polen ( yabani bitki, çim, ağaç, ile bitki poleni) hayvan tüyleri, toz zerrecikleri, sigara dumanının meydana getirdiği bakterileri imha eder.

 Ortamda olan küflü sporlar, saman nezlesi, astım benzeri problemlere engel olarak, havanın arındırılmasını ile ferahlatılmasını sağlayıp, ortamdaki kokuyu azaltır.NOT : Alakalı yasa ile reklam yönetmelik kurallarına uyularak endikasyon ile rahatsızlık ismi belirterek yiyecek destek ürünleriyle alakalı tanıtım yapılmamaktadır.

30 Eylül 2013 Pazartesi

Tuz Eksikliğine Bağlı Aşırı Derecede Terleme



Tuz ile ilgili olarak sorular her geçen gün artmaktadır.Bu sorulardan en çok sorulanı ise hiç kuşki yokki günlük tuz miktari ne kadar olmalıdır.Günlük tuz miktari sağlığımız açısından son derece önemlidir.Çok fazla tüketilen tuzlar sonucunda tuzun sağlığımıza etkileri bir hayli fazladır.Ve buna bağlı olarak çeşitli sorunlar oluşabilmektedir.Bu sorunlardan biri de terlemedir.Fazla Terleme Bedenin toksinleri atmak üzere cilt yolunu kullandığını her birimiz biliyoruz. Gerek kendisini soğutmak gerek de hareket sırasında elde edilen atık maddeleri su vasıtasıyla ile atar. Bilhassa hareketli 1 hayat süren kişiler, sporcular, ağır işlerde çalışanlar, çocuklarda rastlanan fazla terlemenin sonucunda ile sebebi aynıdır. Fazla hareketle elde edilen ter ile kaybedilen su yerine konur. Bazı Durumlarda yeterince su alınamayınca asitli veya fazla soğuk içeceklerle takviye eksik kalabilir Fakat tekrar de su 1 biçimde yerine konur.

Oysa mineraller maksadı ile hal aynı değildir. Sporculara renge sahip mineralli su verilmesinin en değerli sebebi terlemeye bağlı mineraller kaybını engellemek ile elektrik dengesinin korunmasını sağlamaktır. Bedende sıvıyı tutan tuzdur. Hücrenin içine ile dışına hareketle elektrik enerjisi üretilmesini sağlayan tuzlu - su konsantresinden 1 tanesi eksilince diğeri de hücrede duramaz. Tuz azlığı ile başlayan fazla terleme neticesinde bu şikayet daha da artar. Kısaca süreli sonuçlarında ; Ten hastalıkları, kurumaya bağlı kaşıntılar, tende döküntüler, tansiyondan değişiklikler vb…

Epey süreli sonuçlarında ; kalp damar hastalıkları, fazla kan basıncı, kemik ile eklem hastalıkları görülebilir. Kalp krizi geçiren hastaların idrar tahlillerinde sodyum noksanlığına rastlanmıştır. Yapılan ilmi çalışmalar diyor ki tuz yalnızca NACL değildir. Tababet diyor ki kimyevi maddeler içeren sanayi amacı ile üretimi yapılan tuzlar kişinin sağlığı amacı ile risk taşır. Fazla terleme sorununu çzömek amacı ile ne yapılabilir ? Deniz kürü fazla yararlı geçim. Mümkünse yaz aylarında denize girin kış aylarında banyo tuzu kullanın Denizden uzak yerlerde yaşayan veya denize giremeyenler amacı ile küvette himalaya tuzu kullanın, banyo sonrasında tuzlu su kürü yapın. Bunların hiçbirini yapamıyorsanız ayak banyosunda kullanın. ( Himalaya tuzu bulamadığını aralıklarda kaya tuzu da kullanabilirsiniz) Beslenmede himalaya tuzu kullanın Hangi Himalaya tuzu kullanmalıyız?

En kaliteli tuz Himalaya tuzudur. Gerek milyonlarca sene öncenin doğasının saflığını ile fazla kalitede minerallerini taşır hemde çıkarıldığı yerde şu an için gelişmemiş bulunan ağır sanayi yardımıyla doğallığını korur Hangi himalaya tuzunu kullanmalıyız? Şüphesiz en az işlem görmüş olanı. Bu tuzlar doğal tuzlarıdır. Daha sonra doğal  tuzlardan elde edilen granül veya ince % 100 tabi ile katkısız olanları kullanabiliriz. yemeklerde hemde suları minerallendirmede rahatlıkla kullanabiliriz.

24 Eylül 2013 Salı

Himalaya Tuzu Sağlığımızı Koruyor



Geçmiş zamanlardan beri bilinmekte olan günümüzde unutulmaya yüz tutmuş himalaya tuzu sağlık bakımından çok daha yararlı olabildiği ispatlanmış bir mineraldir. Epey yıllar boyunca sofralarımızda kullandığımız sofra tuzlarının aslında ne denli fazla zarar verici madde içerdiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Sofra tuzlarının içerisinde topaklaşmayı engelleyici basit kaybını sağlayan ile daha ak görünmesini sağlayan kimyevi maddeler bulunuyor. Üstelik süt benzeri pastörize edildiği ile farklı işlemlerden geçtiği için gerçek tuz önemini kaybetmektedir.

Aslında tuz bünye için lüzumlu mineralleri tazammun etmektedir. Ve fazla tüketmemeye dikkat ederek her gün yeteri dek tuz tüketmeliyiz. Fakat işlenmiş ile kimyevi içerdiği için günümüz sofra tuzları sıhhatli olmak yerine zararlıdırlar. Her ne denli görüntü açısında hoş görünse de esas sıhhatli bulunan himalaya tuzudur. Himalaya tuzu antik zamanlardan beri imparatorların ile bilgin insanların keşfetmiş olabildiği bir mineraldir. Tabi olarak meydana geldiği amacı ile içerisinde bol ölçüde mineraller bulunuyor. Bu mineraller bünye için lüzumlu bulunan başlıca minerallerdir.

 Himalaya tuzunun oluşması amacı ile tahmini 250 senenin geçmesi gereklidir. Epey zamanda doğal ortamda serbest olarak oluştuğunda mineraller seviyeleri artmaktadır. Fakat yurdumuzda himalaya tuzu kaynakları fazla azdır bu sebeple farklı ülkelerden ithal edilmektedir. İthal edilen himalaya tuzu yaygın olarak pembe renklidir bu renkteki tuzun yenmemesi tavsiye ediliyor. Çoğunlukla ak renge sahip himalaya tuzunun yemeklerde tüketilmesi tavsiye ediliyor. Himalaya tuzunun günümüze dek bilinmekte olan fazla sayıda artısı tespit edilmiştir. Bedenin başlıca su dengesini kontrol eder ve dengede tutar. Hücre yenilenmesini ile yara tedavi olmasına tesir eder, insülin seviyelerini normal seviyelerde tutar, hazım sistemini tertip eder, kemik oluşumunda çok faydalıdır Bilhassa gençlerin kullanması tavsiye edilir.

Kemik erimesine karşı da etkin rol oynar. Damar tıkanıklığını engeller ile kalp sağlığını korur. Bu denli fazla artısı bulunan himalaya tuzunun evimizden eksik etmememiz gerekiyor. Fakat yararlı olabildiği için fazla tüketmekten kaçınılmalı ile normal tuz seviyelerinde kullanılmaya özen gösterilmelidir.

Himalaya tuzu suda fazla basit bir biçimde eridiği içi yemeklerde kullanmadan evvel biraz su içine atmak ile bu biçimde kullanmak daha yararlı olacaktır. Kristal durumda olabildiği için Haricen olarak da kullanılabilmektedir. Tedavi Edici etkiye de sahiptir, peeling yaparken de kullanılmaktadır.