Su ile tuz bir arada kişinin vucudunun en değerli yaşamsal fonksiyonlarını
tertip eder. Hem hücre sıvısı, hemde hücre dışı sıvılar, yoğunlukları çeşitli
bulunan tuzlu sulardır. Bedende hiç 1 sinir hücresinin, farklı uzuv hücreleri
ile herhangi 1 bağlantısı bulunmamaktadır. Oysa dimağ, bedenin tüm hücreleri
ile iletişim içindedir. Bu lakin, hücre dışı suyun, elektrik iletkenliği
özelliğinden faydalanılarak yapılır. Bilindiği benzeri saf su elektrik
iletemez. Yalnızca tuzlu su elektrik iletir. Böylelikle hücreler arası ile
hücreler ile sinir sistemi içinde iletişim mümkün olabilir. Bu demektir ki tuz
olmadan, kişinin ne düşünebilir, ne konuşabilir, ne bünyesinin öteki
organlarının verdiği bilgileri alıp gerektiği tepkiyi gösterebilir. Vücuttaki
tüm yaşamsal olaylar hücre içi ile hücre dışı bu tuzlu suda gerçekleşmektedir.
Gene tüm hücrelere yiyecekler hücre dışı sıvı ile taşınır. Bu sıvıda yiyecekler,
difüzyon yolu ile dağılır. Difüzyon ' un yayılma hızı sıvının termo dinamiğine
bağlıdır. Isı su İçerisinde bulunan taneciklerin hareket enerjilerini
yükselttiğinden difüzyon basit ile süratli olur. Genel Olarak soğuk havalarda
hasta oluşumuzun nedeni budur. Hücre içi ile hücre dışı madde alışverişi tuzlu
su yoğunluk farkları ile gerçekleşir. Bu içerdeki tuz yoğunluğu ile dışarıdaki
tuz yoğunluğunun farkından meydana çıkarılan ozmos ile olur.
Daha öncede söylendiği benzeri, hücre dışı suyun yoğunluk oranı %94 iken,
hücre içi su yoğunluğu %75 civarındadır. (yanlız bu sayıları mutlaklaştırmak
doğru değildir. Zira bu oran insandan insana değiştiği gibi bireyin su ile tuz
kullanımına göre de değişir. ) Yani özetle tuz olmadan hiçbir canlı olayları
yürümez. Pekala tuz kişinin yaşami amacıyla bu denli vazgeçilmez 1 fonksiyona
haiz iken Bazı hekimlerin " fazla tansinonuz varsa tuzdan uzak durunuz
" açıklamalarını nasıl anlamak gerekmektedir. Bu insanin kendi ölümünü
yavaş yavaş kendisinin hazırlaması demektir.
Evet tuzdan uzak durun ama hangi tuzdan. Bunun ayrımını şimdi daha doğru
yapmak zorundayız. Rafine edilmiş tuz yalnızca fazla kan basıncı yapmaz. Aynı
sürede kansere varan pek çok rahatsızlığında oluşmasına neden olur. Onun için
ister deniz tuzu olsun, ister kaya tuzu olsun, isterse kristal tuzu olsun
rafine edilmişse uzak durun. Tuzun vücuttaki görevi ise potasyum -
sodyum pompası ile ozmos gücünün sürekliliğini yaratarak, bedenin tabi su
dengesini ayarlamasıdır. Aynı sürede bünyeyi ağır metallerden ile zehirlerden
arındırmasıdır. Bunun içindir ki en yararlı tuz, kristal yapıda şeffaf (sarı,
pembe ile gri değil) olandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder