21 Ekim 2013 Pazartesi

Tuzun Vücuttaki Görevi

Su ile tuz bir arada kişinin vucudunun en değerli yaşamsal fonksiyonlarını tertip eder. Hem hücre sıvısı, hemde hücre dışı sıvılar, yoğunlukları çeşitli bulunan tuzlu sulardır. Bedende hiç 1 sinir hücresinin, farklı uzuv hücreleri ile herhangi 1 bağlantısı bulunmamaktadır. Oysa dimağ, bedenin tüm hücreleri ile iletişim içindedir. Bu lakin, hücre dışı suyun, elektrik iletkenliği özelliğinden faydalanılarak yapılır. Bilindiği benzeri saf su elektrik iletemez. Yalnızca tuzlu su elektrik iletir. Böylelikle hücreler arası ile hücreler ile sinir sistemi içinde iletişim mümkün olabilir. Bu demektir ki tuz olmadan, kişinin ne düşünebilir, ne konuşabilir, ne bünyesinin öteki organlarının verdiği bilgileri alıp gerektiği tepkiyi gösterebilir. Vücuttaki tüm yaşamsal olaylar hücre içi ile hücre dışı bu tuzlu suda gerçekleşmektedir.

Gene tüm hücrelere yiyecekler hücre dışı sıvı ile taşınır. Bu sıvıda yiyecekler, difüzyon yolu ile dağılır. Difüzyon ' un yayılma hızı sıvının termo dinamiğine bağlıdır. Isı su İçerisinde bulunan taneciklerin hareket enerjilerini yükselttiğinden difüzyon basit ile süratli olur. Genel Olarak soğuk havalarda hasta oluşumuzun nedeni budur. Hücre içi ile hücre dışı madde alışverişi tuzlu su yoğunluk farkları ile gerçekleşir. Bu içerdeki tuz yoğunluğu ile dışarıdaki tuz yoğunluğunun farkından meydana çıkarılan ozmos ile olur.

Daha öncede söylendiği benzeri, hücre dışı suyun yoğunluk oranı %94 iken, hücre içi su yoğunluğu %75 civarındadır. (yanlız bu sayıları mutlaklaştırmak doğru değildir. Zira bu oran insandan insana değiştiği gibi bireyin su ile tuz kullanımına göre de değişir. ) Yani özetle tuz olmadan hiçbir canlı olayları yürümez. Pekala tuz kişinin yaşami amacıyla bu denli vazgeçilmez 1 fonksiyona haiz iken Bazı hekimlerin " fazla tansinonuz varsa tuzdan uzak durunuz " açıklamalarını nasıl anlamak gerekmektedir. Bu insanin kendi ölümünü yavaş yavaş kendisinin hazırlaması demektir.

Evet tuzdan uzak durun ama hangi tuzdan. Bunun ayrımını şimdi daha doğru yapmak zorundayız. Rafine edilmiş tuz yalnızca fazla kan basıncı yapmaz. Aynı sürede kansere varan pek çok rahatsızlığında oluşmasına neden olur. Onun için ister deniz tuzu olsun, ister kaya tuzu olsun, isterse kristal tuzu olsun rafine edilmişse uzak durun. Tuzun vücuttaki görevi ise potasyum - sodyum pompası ile ozmos gücünün sürekliliğini yaratarak, bedenin tabi su dengesini ayarlamasıdır. Aynı sürede bünyeyi ağır metallerden ile zehirlerden arındırmasıdır. Bunun içindir ki en yararlı tuz, kristal yapıda şeffaf (sarı, pembe ile gri değil) olandır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder